SPORTİF PAZARLAMA

Benim gibi birçok insanın korktuğu, kaçtığı alandır, DALIŞ!

Kimilerini ise sonsuz gibi görünen bu alan, sarıp sarmalar, bir an önce orada olmak için can atar hatta bunu çok daha ileriye taşımak ister. İşte böyle biri Fatma Uruk,  hem de Türkiye’nin gururu, gelin birlikte tanıyalım kendisini.

  1. Kendini tanıtabilir misin?

1988 yılında İzmir’de doğdum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Milli serbest dalışçıyım ve aynı zamanda özel bir bankada müfettişlik yapıyorum. Bunlar dışında, gönüllü olarak sivil toplum kuruluşlarında gençlik projelerinde yer alıyorum.

  • Serbest dalış sporu ülkemiz için çok popüler değil ama seni bu spora iten neydi?

Çocukluğum… Yaz tatillerinde ailemle birlikte İzmir’in Gümüldür beldesinde çadır kampı kurardık.Ben denize girince yüzmekten çok dalardım. Nefesimi arkadaşlarımdan biraz daha uzun tutabildiğimi fark ediyordum tabi ama bir mana veremiyordum. Çok sonraları, üniversite sınavlarına hazırlanırken TRT’de bir belgesel izledim ve serbest dalışla tanıştım.  Büyülendim ve arayışlara başladım. Üniversite tercihimi dalış kulübü ve olimpik havuzu olan okullar arasından yaptım. Hem çok iyi bir lisans eğitimi hem de dalışa yönelik teorik eğitimler aldım. Bir yıl dolmadan kendimi havuzda düzenlenen bir yarışmada buldum. Katıldığım bu ilk Türkiye Şampiyonası’nda pek çok profesyonel sporcuyla birlikteyarışıp 3. olarak milli takıma seçildim.

  • Bu sporu yapman imkansız gibi görünse de devam ediyorsun? Kısaca başından geçen olayları ve kararında neyin etkisi olduğunu anlatır mısın?

İmkansız değil aslında herkesin başına gelebilecek zorluklar diyelim. O kadar çok sporcu var ki Türkiye’de benim gibi, yalnız değilimdir. Öncelikle havuz branşlarına yabancıydım. Derine dalmak istiyordum ama denizdeyarışma yapılmıyordu. Sonra 2015 yılında bir derinlik yarışması düzenleneceğini öğrendik. O sırada Türkiye’nin dört bir yanını gezmekte olan bir müfettiştim. Mesleğime halen devam ediyorum.  Birkaç arkadaşımla birlikte fırsat buldukça kara antrenmanları yapmaya başladık. Derken bir ay olmadan bir koşu antrenmanım sırasındakaza geçirdim. Kafa travmasına bağlı olarak kronik vertigo oldum ve tat-koku duyumu yitirdim. Doktorlar basıncın vertigoyu etkileyebileceğini ve bir daha dalmamamı tavsiye etti. İlk defa gerçekten korkmaya başladım ve bu korku beni ele geçirdi. Söz dinledim. Sağlığım için ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım, ama en sevdiğim şeyden mahrum kalmak beni depresyona sürükledi. Yarışmada görevli bir arkadaşım en azından yanlarında olmam için beni yarışmanın olduğu Kaş’a çağırdı, gittim. Ortamı görünce dayanamadım ve doktorumdan gönüllü olmayan bir onay aldıktan sonra bir elbisebulup, ayağıma üç numara büyük ödünç paletlerle o gün hayatımda hiç dalmadığım bir mesafeye daldım ve Türkiye ikincisi oldum. Sudan çıktığımda korkumu yenmiştim. Yeniden doğmuş gibi hissediyordum.Bu his hala her dalışımdan sonra devam ediyor.

  • Yaptığın spor, destek bulamayan bir branş. Sponsorluklar ve kendi markana özel yatırımlar için neler yapıyorsun? Seni destekleyen kurumlar mevcut mu?

Her yarışma öncesi antrenmanlarımı ve tüm diğer etkinliklerimien ince detayına kadar kendim planlıyorum. Bu konuda bana destek olan gönüllü de bir ekibim var. Güvenlik, antrenman, ekipman, asistan konuları kadar görünürlük faaliyetleri için de yatırım yapıyorum.

Hatta ben buna görünürlük değil“anlaşılmak” diye farklı bir terim buldum. Ne yaptığınız kadar, nasıl yaptığınız ve bununne kadar anlaşıldığı da önemli çünkü.

Sporda markalaşma da aynı derecede öneme sahip. Pek çok aşamada engellerle karşılaşmış ama bunları bir şekilde aşmış bir sporcu olarak benimle benzer zorlukları yaşayan gençler ve çocuklar için ne yapabilirimin peşindeyim.  Doğru işbirlikleri ile bu doğrultuda işler yapabileceğime inanıyorum ve elimi taşın altına koymaya hazırım. Şu anda çalıştığım kurum da dahil olmak üzere, mütevazı bazı destekler alıyorum. Sponsorum yok, açıkçası arayışlarımıza dahenüz başladık ve bunu bir kurum aracılığı ile profesyonel olarak yürütüyoruz. Gerekli bütçeyi tamamladığım takdirde bu sene bir dünya rekoru denemem olacak.

  • Serbest dalış senin için ne ifade ediyor? Suyun altında ilgini çeken ne var ve kısa ve uzun vadede hedeflerin nelerdir?

      Tek kelimeyle:  ÖZGÜRLÜK!

Başka bir evrene geçmenin en kolay yolu bence serbest dalış. Suyun altında kendimi rahat hissediyorum. İnsanın kendini en rahat hissedeceği yer evi, orası da benim evim. Evimdeki bu rahatlık nefesimi daha uzun tutmama yardım ediyor. Hiçbir balıkla göz göze geldiniz mi, daldıktan birkaç metre sonra gelen o sessizliği hissettiniz mi bilmiyorum. Hayal etmeye çalışın ve bir yandan da bunları yaparken uçar gibi hareket ettiğinizi düşünün. İşte böyle bir şey serbest dalış.

 Şu anda hedefim şayet bütçemi tamamlayabilir ve sponsor desteği bulabilirsem bir dünya rekoru denemesi yapmak. Hiçbir zaman değişmeyen tek gayem ise tabi ki ülkemi bu branşta başarılı ve seviyeli bir şekilde temsil etmek.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.