SPORTİF PAZARLAMA

Depremin adı acı ve Nalan

Bizleri heyecanlandıran, sevindiren, kızdıran, ayağa kaldıran, üzüntüden yerimize oturtan duygudur, her maç gününde yaşadığımız duygu…

Her maç gününde karşı karşıya geldiğimiz bu duygu, acılarımızda bir o kadar birleştirici ve iyileştirici güce sahip oldu.

Tıpkı Van depreminde olduğu gibi bir maç gününde, ruhu, vücudu, maddi varlıkları etkilenenlere sımsıkı sarıldığımızı hissettirmek için atkılarımızı,  küçük yüzlerde minik bir gülümseme olsun diye oyuncaklarımızı atmıştık. İçimizdeki şefkatle sarılma hissi ise sahip olduğumuz takımı cezalandırmıştı. Bilemiyorduk ki yine daha büyük bir acı yaşayacağımızı.

On ilimizin sarsıntısı, tüm Türkiye etkileyecek bir acıya uyanacaktık bir Pazartesi sabahı, Pazartesilerin en karası… Önce anlamaya çalıştık, anladıkça kalbimiz karardı sonra sosyal mecralarda bütün profiller ve ekranlar. Spor salonlarında müzikler sustu,  üzüntüden başımız yerden kalkmadı. Yetememenin acısı, öfkesi, kalbimizi karalaştırdı, nefes alamadık yeryüzünde,  göçük altında kalanlar gibi…

Sonra hadi tek vücut olma zamanı dedi koca yürekli insanlar, unuttu bütün standardındaki işlerini, sağlık durumunu, ekonomik durumunu veya egosal durumlarını. Acının, umudun, şefkatin gücü ile birleşti bütün insanlar ve insani duygularımız, acıyla savrulanlar için “Tek Yürek –Tek Bilek, sizler için tüm gücümüz “FEDA”,  “Yeniden” ayakta ve bir olacağız dedi ve hala söylemeye çabalamaya devam ediyor, tıpkı görsel gibi…

Depremin adı Nalan!

Realist, ayakları üstünde durmaya çalışan çevresine yardımdan mutlu olan, mesleki ve kişisel tatmin için kendine hedefler koyan, doktora tezini vermesine çok az bir süresi kalan genç arkadaşımdır Nalan Bilgiç!

Sizinle buluşan yazılarımı, günümü, kurumsal yaşamımı, hatta duygusal konularda (Annemin vefatında) hayatımı toparlamak için mücadele eden kişi oldu.

Annesinin daha sağlıklı olarak hayata devam etmesi kötü hastalığın ameliyatı için Malatya’dan Adıyaman’a gitmişti. Adıyaman’daki hemşire ablasına, 5 yaşındaki kız yeğenine, ailesine sımsıkı sarılarak yoğun geçen eğitimine kısa bir mola vermek için…

Bilemiyordu ki Pazartesi yer gök birbirine karışacak, koşarak kaçabildiği betonların altından halalarını, dayılarını teyzesini ve kuzenlerinin cansız bedenlerinin çıkarılışına tanık olacağını… Ben ise acıdan kor olarak yaptığımız o kısıtlı konuşmalarımızda, o acılı anlarına kısmen tanık olacak ama sımsıkı sarılarak acısını hafifletemeyeceğimi bilemiyordum. Nasıl bir çaresizlikti. Nasıl bir yetersizlikti!

Tüm Türkiye’nin hatta Dünyanın hissettiği gibi…

Zamanla yapılan eylemler, sevgi ve umutlar bizi iyileştirecek. Çevremizden eksilen ama yanımızda olduğunu hissettiğimiz, insanların sevgisiyle toparlanacağız.

Tıpkı Fenerbahçe’nin dediği gibi Yeniden ayaklanacağız.

Galatasaray gibi Tek Yürek olan Türkiye ve sevdiklerimiz saracak seni ve tüm depremde acıdan savrulanları.

Beşiktaş gibi nasıl kalplerimiz siyaha döndüyse, sevgimiz, desteğimiz, sizlere iyi gelecek her şeyimizi FEDA edeceğiz.

Yeter ki sen biraz daha zihnini ve bedeninin dinç tut. Daha çok çocukların elinden tutarak sarılacağız, sevgili Nalan Bilgiç ve tüm acılı kalplere!

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.