SPORTİF PAZARLAMA

Sizleri, Kurtlar Vadisinin Pala’sı, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olamaz’ın Vehbisi, Şenol Güneş’in hayranı ve Adana’nın da yaramaz çocuğu ile tanıştırmak istiyorum.

Adana’nın bereketli topraklarında yetişen, her şeyiyle örnek aktörümüz Yüksel Arıcı’nın, bilinmeyen yönlerini keşfedebileceğiniz samimi sohbetimiz sizlerle…

 Nasıl Bir Çocukluk Yaşadınız?

Babam ve dayımın ekseninde, keyifli sohbetlerin olduğu, sazların çalındığı, türkülerin söylendiği bir evde büyümüş. Elinde sapanla hemen arkamızdaki Koza Otel’in camlarını kırarak geçirmiştim. Her çocuk gibi yaramaz ve futbola ilgiliydim. Bu nedenle Adanaspor’un altyapısında oynamaya başladım. Hem oynuyor hemde maç günlerinde top toplayıcılığı yapıyordum.

Unutamadığınız Çocukluk Anınız Var mı?

Olmaz mı? Adanaspor ve Trabzonspor’un şampiyonluk maçı vardı. Stadyum tıklım tıklımdı. Bende o maçta top toplayıcılığı yapıyordum. Maç heyecanla başladı ve şampiyonluk maçı olduğu için büyük heyecanla devam ediyordu. Maçın son dakikalarına gelinmişti. Birden top,Trabzonspor’lu Ali Kemal Denizcinin hamlesiyle benim bölgemde taca çıktı. Kritik dakikalardı ve maçı lehimize çevirmek için katkıda bulunmak istiyordum. Taca çıkan topu aldım ve zamandan çalmak için oldukça ağır hareketlerle topu Ali Kemal’e verdim. O kadar ağır hareket ettim ki, Ali Kemal bana küfür etti, o anki çocukça davranışla bende ona.  Zamandan çaldığımı gören taraftarlar, Adasal diye sevinç tezahüratları yaptılar. (o dönemde sponsorumuz Adasal olduğu için sırtımda Adasal yazdığından Adasal tezahüratı yapmışlardı)

Maç Adanaspor’un 2-1 galibiyetiyle bitti. Bu galibiyete küçücük de olsa, zaman çalma katkım olduğu için mutluyum.

Nerede Yaşıyorsunuz, Son Dizinize Nasıl Başladınız?

İstanbul’un kaosundan kaçıp Bodruma yerleşenlerdenim. 5 yıldır oradayım. Bodrum’da olduğum sıralarda Pana yapımdan Raci Şaşmaz ile “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” projesi için konuştuk ve dizide “Vehbi” karakteri canlandırmak için başladım. Çekimler İstanbul’da 2 yıl sürdü. Vehbi karakteri, hikaye gereği geçtiğimiz hafta öldü. Bende Bodruma döndüm.

Aktörlük Hikayeniz Nasıl Başladı?

Adana Erkek Lisesinde okuduğum zamanlarda, Cevat Fehmi Başkurt’un “Paydos” piyesinde, Muallim Murtaza karakterini oynayarak başladım. İkinci adımım ise Adana Büyükşehir Tiyatrorusunun Liseler arası şenliğinde tiyatro oyunumuzun yarışıyla devam ettim.

Fakat ailemin benimle ilgili planları farklıydı. O dönemlerde babam, Adana Bossa Fabrikasında memurdu. Ağabeyim ise Akbank da çalışıyordu. Babam beni fabrikada memur yapmak istiyordu. Ben ise tiyatro tozunu yutmaya başlamıştm. Tiyatroya karşı büyük bir aşk yaşadığım için onların isteğine karşı çıkarak, “Ben sanatla uğraşacağım” dedim ve Adana Büyükşehir Belediyesinin tiyatro kursuna başladım ve o günden sonra Tiyatro ve Sinema dışında hiçbir işle ilgilenmedim.

Dizi Sektörü Ne Kadar Yorucu?

Oldukça, çok meşakkatli bir iş. İzleyiciler yaklaşık 2 saat süren dizileri çayını içerek keyifle izliyorlar. Ama işin arka tarafında gece- gündüz demeden saatlerce çalışıyorsunuz. Başrol oyuncuların yoğunluğu ise daha fazla oluyor. Mesela son dizimde Oktay Kaynarca daha uzun süreler çalışıyor ama enerjisinden hiç bir şey kaybetmiyor, bu konuda ona hayranım.

Sanırım bizim işimiz, biraz sizin işinize benziyor. Bir maç 90 dk. sürüyor ama arkasında uzun zamanlar mesai harcıyorsunuz.

Bu Uzun Sürelerle Nasıl Başa Çıkıyorsunuz, Sizi Ne Teşvik Ediyor?

Bizim işimiz, bir kadına aşık olmak gibi… Nasıl yeni bir aşkla insanın ayakları yerden kesiliyorsa, benimki de öyle bir şey. Aşk olunca bunlar sizi rahatsız etmiyor.

İlk Ne zaman Ünlü Oldunuz, Kırılma Noktası Hangi Projenizdi?

Pana Yapımının yaptığı “Kurtlar Vadisi” dizisinde, “Pala” Karakteri ile başladı. O zamanlar şöhret nasıl olunur ve bununla nasıl yaşanılır onu öğrendim. Ünlü biri gibi ortalarda olmadım hiç bir zaman, hep halkla iç içe oldum. Bu girdaba kapılmadan ve kişiliğimi zedelemeden yaşamaya gayret ediyorum.

Hangi Takımlısınız, Futbolcu Olsaydınız Hangi Mevkide Oynardınız, Favori Oyuncunuz Kim?

Önceden Galatasaraylıydım. Fakat içimde gizli Beşiktaşlılık ruhu vardı. Şenol Güneşle birlikte bu ruh ortaya çıktı ve Beşiktaşlı oldum. Futbolcu olsaydım sağ açık oynardım. Favori futbolcularım ise  Quaresma ve birde bu sezon oynatamadığımız Demba ba

 Beşiktaş’ın Şampiyonluğu İle İlgili Ne Düşünüyorsunuz?

Son Şampiyonluk maçını, sevgili dostumuz güzel ruhlu  adam, Berkan Gocay’ın davetiyle gittim. Muhteşem bir andı. Atmosfer harika ve mutluluk vericiydi. Ben, takımımın bunu hak ederek aldığını düşünüyorum.

 Hayatınıza Yön Veren Veya Örnek aldığınız İnsanlar Kimler?

Zeki Ökten, Şerif Gören, oyuncu olarak da Yılmaz Güney (Umut filminin setine, uzun süreler gidip izlermiştim.) Hayatıma yön veren örnek aldığım ve benim için önemli kişilerdir bu insanlar.

 Etkilendiğiniz Kitap ve Filmler Nelerdir?

Yaşar Kemal’in İnce Memed’i, Yılmaz Güney’in Kitapları ve elbetteki Nazım Hikmet’in Kitaplarıdır.

Zaten bu kitapları okuyup da etkilenmemek mümkün değil.

Film ise Yılmaz Güney’in “Umut” diğeri ise

“Babam ve Oğlum” Filmiydi.

Sevgiler.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.