SPORTİF PAZARLAMA

img_0412_1475836809641

Hentbol deyince sayısız ödüllere sahip Beşiktaş Mogaz geliyor aklıma, peki ya sizin?

Sizleri, Hentbol Genel Menajeri Berk Karahan ile tanıştırmak isterim.

Beşiktaş’a gönül vermiş, Genç/Dinamik, mükemmeliyetçi ve  oldukça yakışıklı eski iş arkadaşım ile Türkiye ve Dünya da Hentbol’a dair herşey.

Beşiktaş Hentbol Takımı ile Yollarınız Nasıl Kesişti?

Taraftar olarak 2000 yılının başında, Süleyman Seba Spor salonunda oynanan Avrupa EHF Kupası maçıyla olmuştu. Maçta ki 200 macar taraftarına karşı o gün tek başıma tribündeydim. Ancak göreve başladığım tarih 2001 Kasım ayıdır. Bu tarihte lise mezunu, 2.lig basketbolcusu olarak iş arıyordum ve o zaman ki antrenörümüz Cengiz Akın ofisboy olarak hentbol takımında çalışıp çalışamayacağımı sordu. Hiç düşünmeden kabul ettim ve 16 sezonluk serüven bu şekilde başlamış oldu.

Hentbol Genel Menajerliği Sürecinizi Anlatabilir misiniz?

Ofisboy’luktan menajer yardımcılığına 3 ay içinde terfi ettim. 2002 senesinde Marmara Üniversitesi Spor Akademisini kazandım. O sıralarda basketbola sakatlıklarım sebebiyle ara vermek zorunda kalmıştım. Sporcu bir aileden gelmenin avantajı ve sürekli spor ile iç içe olmanın havasıyla işime çabuk alışıp hızlı öğrendim. Üniversiteyi bitirir bitirmez, askere gittim. Terhis olmama kısa bir süre kala, o dönemde Beşiktaş Hentbol takımımızın Genel Menajeri Bilal Eyüboğlu, Hentbol Federasyonu Başkanlığı’na seçildi. Yerine ise Yöneticilerimiz bu göreve beni layık gördüler ve Genel Menajerlik serüvenim bu şekilde başladı.

Bugünlere gelene kadar çok değerli insanlar bana yardımcı olarak yol gösterdiler. Onlardan öğrendiğim tecrübeleri, kulüpteki arkadaşlarımla ve bölüm müdürleriyle yakaladığımız dinamikler ve pozitif ikili ilişkilerle birleştirerek bugünlere geldik. Geldik diyorum çünkü takımımızın kazandığı her bir başarı antrenörlerimizden oyuncularımıza, sponsorlarımızdan yöneticilerimize, kulüp personelimizden salon personelimize kadar oldukça kalabalık bir ekibin eseridir. Özellikle belirtmek gerekirse; Bilal Eyüboğlu, Cengiz Akın, Erdal Karacan, Levent Çifter ve Doğan Küçükemre ilk etapta bugünlere gelmemde teşekkürü borç bildiğim kişilerdir.

Menajerlik Sürecinizde Başarılarınız Neler oldu?

Tam sayıyı bilmesem de 🙂 Menajer Yardımcılığı dönemimden başlayan ve hala süregelen koleksiyonumuz sanırım 26 kupaya ulaştı. Tabii bu süreçte bu ekolün yaratıcıları teknik ekibimizi de unutmamak gerekiyor. Bu bir takım sporu ve biz gerçekten harika bir ekibe sahibiz. Beşiktaş hentbol ailemiz her geçen gün büyümekle beraber başarılarına da her sezon yenilerini eklemeye devam ediyor. Ama Genel Menajerliğe başladığım sezondan beri tüm lig ve Türkiye Kupası şampiyonluklarını kazandık ve takımımızı Şampiyonlar Ligi grup müsabakalarına taşımayı başardık.

Yaşım, pozisyonuma göre genç ancak her gün, her sezon yeni şeyler öğrenerek, kendimi geliştirdiğimi ve yeni bilgiler, tecrübeler edindiğimi hissetmek harika bir duygu.

Hentbol Spor Pazarlama’da Hentbol Branşında Neler Yapıyorsunuz?

Günümüzde Spor ile Pazarlama aynı ivmede ilerliyorlar. Teknoloji, TV yayınları ve imkanlar iyileştikçe, izleyici kitlesi de değişip, gelişiyor. Avrupa kupalarında ki rakiplerimiz bütçelerini salon ve sponsorluk gelirlerinden elde ederlerken maalesef ülkemizde Spor Pazarlaması hala hak ettiği değeri göremiyor. Tabii futbolu bu işin dışında bırakarak söylüyorum. Sanırım bunu en çok hissedenler 3 büyükler ve onların salon sporlarını oluşturan branşlardır. 2013 yılından beri ana sponsorumuz Mogaz’la imzaladığımız kontratla beraber o güne kadar yapmış olduğumuz marketing çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Bugün ise daha çok taraftara ve izleyiciye ulaşan bir olgu haline geldi. Ancak maalesef Türkiye’de spor = futbol olduğu için pazarlama alanında çok fazla engel ve sorunla karşılaşıyoruz. Dünyanın en iyi hentbol ligi kabul edilen Alman Bundesliga’da takımlar binlerce sezonluk kombine satıp, maç yayınlarından, forma satışlarından ve onlarca sponsorluk anlaşmasından milyon euroluk bütçeler oluştururken, bol golün olduğu, mücadelenin ve sertliğin tribünden bile hissedildiği, ayrıca Rio Olimpiyatlarında en çok taraftarın takip ettiği takım sporu olan hentbolun hala Türkiye’de oynandığını bilmeyen bir kitle olduğu bilmek çok üzücü. Ancak spor basınında ve televizyonlarda futboldan başka bir sporun konuşulmadığını var sayarsak, aldığımız yol küçümsenecek ölçüde değil.

Hentbol Bütçenizden Memnunmusunuz, Bütçe Dağılımı Nasıl Yapılıyor?

Türkiye’de ki hentbolun durumuna ve gelişimine baktığımızda bütçemiz için iyi diyebiliriz ama iş Avrupalı rakiplerimizle kıyaslamaya gelirse iş başka… Mesela Şampiyonlar Ligi’nde ki rakiplerimizden örnek vereyim.. Paris Saint Germain hentbol branşı için bu sezon tam 17 milyon euroluk yatırım yaptı. Barcelona, THW Kiel, Telekom Veszprem, Vive Kielce gibi devlerin bütçeleri ise 8-12 milyon euro seviyesinde. Şampiyonlar Ligi’nde bütçeler 2.5 – 3 milyon eurodan başlıyor ancak ortalama olarak 4-5 milyon euro seviyesini söyleyebiliriz. Takımlar bu bütçeleri bilet, sponsorluk, yayın ve maç günü hasılatlarından karşılıyorlar. Tabii avrupa ülkelerinin birçoğu kulüplerine ülke tanıtım fonlarından da yardım yapıyorlar. Bütçenin dağılımı ise sporculara ödenecek ücretler, teknik kadro bütçesi, vergi ödemeleri, seyahat giderleri gibi kalemlere ayrılıyor ve tabloya göre oluşturulan bütçe ile sezon yapılanması hayata geçiriliyor.

Dünyada Spor Branşlarının içinde Hentbol’un Pasta Payı Ne Kadar?

Dünya’da takım branşlarına baktığımızda basketbolla beraber başı çeken bir branş hentbol. Ancak Avrupa sınırlarında çok daha popüler bir branş. Her sezon Köln’de oynanan Şampiyonlar Ligi final 4’unun biletler aylar öncesinden tükeniyor ve 20 bin seyirci bu müthiş şöleni canlı seyrediyor. Köln’de ki Lanxess Arena’da oynanan dörtlü final yıllardır kapalı gişe ve bilet fiyatları 100- 2.000 euro arasında değişiyor. Bende her sezon kulüpler birliği üyesi olarak bu heyecanı yerinde takip ediyorum ve bir gün takımımla beraber orada olmayı hayal ediyorum. Milyonlarca kişiye ulaşan bir turnuva ve müthiş görsel şovlarla desteklenmiş bir pazarlama harikası bu organizasyon. Günün birinde İstanbul’da olacağına ve Beşiktaş Mogaz hentbol takımımızında o arenada savaşacağına inanıyorum. Türkiye’de ise her gün ekranlarda gördüğümüz, köşelerini okuduğumuz yada beraber çalıştığımız bir sürü insanın eskiden hentbol oynadığını söylesem sanırım çok şaşırırdınız. Gizem Özdilli, Gamze Karaman, Mert Aydın, Can Tanrıyar, Mercedes-Benz Türkiye Direktör Kurulu Başkanı Süer Sülün ve daha bir sürü kişinin hayatı bu sihirli topla birleşmiş. Sonuçta bugün 150 ülkede oynanıyor ve tahmin edebileceğinizden çok daha eski bir tarihçeye sahip. Hentbol dünyanın en eski sporlarından biridir. Homeros’un ünlü kitabı “ODYSSEY”de topla oynanan bu spordan bahsedilmektedir. İÖ 600 yıllarına ait rölyeflerde bu sporun Atina ‘da oynandığına dair işaretler bulunmaktadır. Yine Antik Çağ’ın ünlü düşünürlerinden Platon, “PHAEDON” adlı yapıtında 12 değişik renge boyanmış parçalı toplardan söz etmiştir. İÖ 130-200 tarihleri arasında yaşamış Romalı doktor Claudius Galenus kitaplarında Roma’da “Harpston” adını verdiği Hentbola benzer bir oyundan bahsetmektedir.

Hentbol’a Taraftar Çekme Konusunda Sıkıntılar Yaşıyor musunuz? Bunun için Neler Yapıyorsunuz?

Aslında Beşiktaş gibi evrensel bir markaya taraftar çekebilmek gibi bir sorunun olamaması gerekiyor. Ancak taraftar açısından bakacak olursanız kulüpte 13 farklı branş ve altyapılarla beraber her ay yüzlerce müsabaka var. Bunların hepsini takip etmeye ne zaman ne de para yeter. Ancak bir sıralama yapmak gerekirse futbol ve basketbol takımlarımızdan sonra en popüler branşın hentbol olduğunu söylesek abartmış olmayız. Şampiyonlar Ligi’inde ki ilk senemizde Türkiye ‘de ki hentbol seyirci rekorunu kırdık ve açılış maçımızı Sinan Erdem’de 6.000 ateşli taraftarımızın desteğiyle oynadık. Hemde kurban bayramının 2. günüydü. Ayrıca o sezon 5.000 seyirci ortalaması ile ilk defa katıldığımız Şampiyonlar Ligi’nde 24 takım arasından 8. olmayı başardık. Ancak bunun çok daha iyisini yapabileceğimize eminim.

Örnek Aldığınız Spor Adamları Kimler?

Tek kelimeyle Süleyman Seba.. Kendisini evinde ziyaret etme şansına sahip olduğum ve öyle bir insanı tanıdığım için çok şanslıyım. Beni Beşiktaş’ta gördüğü zaman başımı okşar ve hentbolcularla beraber piknik organize etmemi isterdi. Hentbol takımımızı çok severdi ve fırsat buldukça bizleri evinde ağırlardı. Sadece Beşiktaş camiası için değil tüm spor camiası için çok önemli bir spor adamı ve gerçek bir beyefendiydi.

Şuan ki Mesleğiniz Olmasaydı Ne Yapardınız?

Kesinlikle sporun içinde olmak isterdim. Hayatımda spor olmasaydı ne olurdu hiç bilmiyorum ama kendimi spor pazarlaması alanında da eğitmeye devam ediyorum. İşim tam anlamıyla organizasyonlar, planlar, bütçeler ve operasyonlar arasında gelişiyor. Belki bir başka branşta ya da başka bir federasyonda ya da milli takım seviyesinde bu organizasyonları geliştirmek ve organize edebilirim. Bu branşlar ise kesinlikle basketbol, voleybol ya da son tercih olarak futbol olurdu. Salon sporları ve onların marketing işleri, sezonluk operasyonlarını yapmak çok zevkli. İşime aşığım ama bir gün kariyerimde değişikliğe gidersem aç kalacağımı düşünmüyorum. Genel menajer yardımcısı olduğum yıllarda, BJK TV’de 4 sezon boyunca hentbol ve basketbol programları hazırlayıp sunmuştum. Ayrıca mutfağım da iyidir. Belki bir şef bile olabilirim..

Son Sözleriniz?

Öncelikle bu güzel röportaj için sana çok teşekkür ederim. Bana ve ekibime bu imkanları sağlayan Beşiktaş Jimnastik Kulübü yönetim kuruluna ve genel koordinatörümüz Sayın Levent Çifter’e de teşekkürü bir borç bilirim. Geçmişte başardıklarımız ve yarın başaracaklarımız, onların bize verdiği enerji ve destekle gerçekleşiyor.

Sevgilerimle,

Handan Kaloğulları

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.