SPORTİF PAZARLAMA

 

Hayallerini Satmak İçin En son Aldığın Maaş, Kaç Para?!

 Emre Tilev Kimdir?

1971 tarihinde Ankara doğumlu olan  Emre Tilev, ilk okul 3. Sınıfta ailesiyle, İzmir’e yerleşerek  eğitimine burada devam etti ve atletizmle ilgilenmeye başladı.

Daha çocukken televizyonda gördüğü bir maç anlatımından etkilenen Tilev, kendi kendine maç anlatım alıştırmalar yapmaya başladı.

Lise döneminde, geçirdiğim trafik kazasına kadar atletizme devam eden Tilev,  yaşadığı trafik kaza sonrasında aktif spor hayatını noktalayarak, maç anlatımlarıyla daha çok ilgilenmeye başladı.

Emre Tilev ile  yaptığımız röportajımız aşağıda devam ediyor, keyifli okumalar.

Ekranlara Ne Zaman Geçtiniz?

6 yaşındayken maç anlatmaya başladım. Şu an 48 yaşındayım büyük bir tutkuyla hala maç anlatıyorum. Bu işi çok azulamanızla ilgili bir durum başarı için çok istemeniz ve hedef koymanız lazım.

On dokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi—Gıda Mühendisliği Bölümünde okumaya  okurken, Samsunda yerel  bir radyoda klasik müzik yapmaya başladım. Orada Ravel’in Bolerosunu, Beethoven’in 7. Senfonisini çaldım. Sonrasında  Samsunda kurulan yerel televizyonda geçiş yaparak maç anlatmaya başladım. Acemilik dönemlerini burada atlattım diyebilirim, iki yıl boyunca her şeyin tekniğini öğrendim. Hayalime/hedefime ulaşmak için ilk adımı attım ve İlker Yasin’le konuşmak için İstanbul’a geldim fakat geldiğim ilk gün görüşemedim.

Ama “Yılmayacaktım”

Kalacak yerim olmadığı için harem otogarına geri dönerek, geceyi orada geçirdim. Ertesi gün tekrar geldim ve  İlker bey ile görüşmeyi başardım, görüşmemiz iyi geçmiş olacak ki, denemek istediğini söyledi, inanılmaz mutlu olmuştum. Hedefimin/hayalimin tam ortasına adım atmıştım. Fakat bir sorun vardı. Kalacak yerim yoktu.  Bu nedenle 6 ay boyunca TV binasından hiç çıkmayarak orada kalmaya başladım ta ki 1995 Temmuz ayında resmi olarak televizyonculuk hayatına başlayana kadar.

Yayın Öncesinde Yaptığınız Hazırlıklar Nelerdir?

Haberi genelde kendim yazıyorum. Bizde editör spikerlik bulunuyor. Eğer maç anlatacaksam bir sporcu gibi anlatmaya çalışırım, yağlı, tuzlu veya gaz yapıcı yiyecekler yemem.  Maç oyuncularının hikayelerini araştırır, maçı anlatırken bunları anlatımımın içine yediririm. Mesela, Kurban Berdiyev’in neden sağ elinde kuran sol elinde tesbih ile maç izlediği gibi. Ayrıca isimler üzerinde oynamayı seviniyorum. Milan Baroş gol attığında Milan Baros bu gol çok hoş demek gibi.

Takım Kursanız Kimleri Alırdınız?

Oldukça zor bir soru, Manuel Neuer,  Sergio Ramos, Gerard Pique, David Alaba, Ronaldo, Messi, Aubameyang, Paulo Dybala, David Luiz, Mesut Özil, Gared Bale ve Türkiyeden den çok değerli oyuncularımız var onlara yer verirdim.

Ritmi Tutan Takım ve Hocalar kimlerdir?

Sivasspor –  Samet Aybaba, Beşiktaş – Şenol Güneş, Galatasaray – Fatih Terim’dir.

Gelelim “Tarihini Sen Yaz” Kitabınıza, Farklı Bir Spor Kitabı. NLP ve Spor İç içe, İçeriğinde Neler Var?

Yazmayı çok seven biri olarak, Kitap yazmayı istiyordum, birikmiş hikayelerimden bir kolaj olabilir mi diye düşündüm. Yeni bir şey olmasının üzerinde durdum ve derslerde anlattıklarımdan alıntılar yaptım.

Yaptığım gözlemlerde insanların kendi tarihlerini bilmediğini gördüm. Serenay Sarıkaya’yı, Brad Pitt, David Beckham’ı çok iyi biliyoruz ama Farabiyi, İbni Sinayı, Ali Kuşçuyu, İbni Battuta’nın bilinmediğini gördüm ve bu değerli isimlerin hayatıyla, İnsanlara  idol olabilecek kimlikleri seçtim ve bütünleştirdim. İçinde NLP, Tasavvuf, Spor ve başarılara dair esintiler bulacaksınız.

Mesela,

Muhammed Ali’den bahsederken, Malcolm X ile mükemmel bir dialog kurarak dinin değiştirerek bakış açısını ortaya koyan ve bir restoranda rengi ile ilgili yaşadığı sıkıntıdan dolayı Roma olimpiyatlarında kazandığı madalyayı nehre atan, umutlarını taze atan bir Muhammet Ali’yi göreceksiniz.

Pele’den bahsederken, asıl adı Edson Arentes do Nascimento olan ve o isminden hoşlanmayan bir çocuğun, nasıl yükseldiğini. Şu anda çok  iyi paralar kazanan oyunculara rağmen onun fazla para kazanamadığını, annesine çamaşır makinesi almak için verdiği mücadeleyi  göreceksiniz.

Maradona’dan bahsederken, Napoliye bir tarih vermiş olan Maradona,  kendisine verilen bir yeteneği, nasıl hor kullandığını, kokain skandalı ve diğer unsurlardan dolayı erken veda etmek durumunda kaldığını göreceksiniz.

Diğer hikayelerimiz ise kitapta…

Sizce Türkiye, Spor Pazarlamada Hangi Aşamada?

Donanımlı personel eksikliğimiz var. Üniversite ve Spor Yöneticiliği/Pazarlama bölümünün sayıları arttıkça, mezun olan öğrenci sayısı artacak ve eksiklikler de giderilecektir.

Pazarlama alınında eksiklerimiz oldu ve devam da ediyor. Örnek vermek gerekirse kaçırdığımız, iyi kullanamadığımız bir Galatasaray UEFA maçımız var. Bu kupa heyecanını iyi bir şekilde pazarlayamadık. o kadar büyük bir heyecan içindeydik ki Galatasaray UEFA suyu bile yapılıp satılsaydı, kulüp bundan da gelir kazanabilirdi, ama  bunu başaramadı. Beşiktaş stadyumu için turlar yapmaya başladı, oldukça güzel de yapılıyor. Tüm stadyum’larımızın pazarlanmasına baktığımızda bunun içinde geç kalındığını veya hakkıyla başaramadığımızı görüyoruz.? Diğer ülkeler çok daha öndeler. Biz Ülkemiz için pazarlama ve teknoloji yatırımları konusunda çok zayıfız.

Son Olarak Spor Yöneticiliği Öğrencilerine Tavsiyeniz Ne Olur?

Hayallerinden vazgeçme, önce hayal kur sonra adımını at. Sevdiğin işi yapmak için zamanı harcayarak ve mücadeleni ver. Zafer istiyorsan, Savaşçı ol.

Sevgiler.

 

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.