SPORTİF PAZARLAMA

Ticari Katma Değer kazandıracak, müthiş bir bilinirlik yaratacak, zaman zaman siz enerji ve para harcamadan markanızın pr’ı yapılacak bir kanal düşünün! İşte dünyada iz bırakacak 2 markanın temelleri yeni yeni atılacak veya gelişmesinde müthiş bir hala alacak am nerelere varacağına siz bile şaşıracaksınız.

Bu iki isim NİKE ve JORDAN den başkası değil.

Michael Jordan, sadece kendi ismini sonsuzluğa taşıyanlardan değildi, o bir markanın kara talihini de tersine döndürdü 

Nike ile Michael Jordan arasındaki anlaşmanın imzalandığı dönemde, her iki isim de yeterince tanınmış değillerdi. Henüz NBA sahnesine adım atmayan Jordan, seçmelerde üçüncü sırada yer alan genç bir sporcuydu. Nike ise koşu ayakkabılarıyla tanınan bir marka olarak basketbol dünyasında henüz bir ün sahibi değildi. Nike’ın Kurucusu Philip Knight‘ın şirketi halka arz etme kararının ardından marka ciddi büyüme sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. Knight, basketbol pazarına girerek bu sorunların üstesinden gelebileceğine inanıyordu. Bu nedenle pazarlama faaliyetlerini yönetmesi için Sonny Vaccaro‘yu şirkete dahil etti. Nike’ın basketbol dünyasında yükselmesi için ligin en iyi yeteneklerini keşfetmeye ve onlarla sponsorluk anlaşması imzalamaya kafa yoran Vaccaro, henüz 21 yaşında olan NBA çaylağı Michael Jordan‘da olağanüstü bir potansiyel gördü.

 

Vaccaro, pazarlama ekibindekilerin birden fazla oyuncuyla anlaşma yapmayı önermesine rağmen, tüm kaynakların Jordan’la anlaşma imzalamak için kullanılması gerektiğini savundu. Başta ekip bu fikre sert bir şekilde karşı çıksa da Vaccaro, Jordan’ı ve daha da önemlisi annesi Deloris‘i, Nike’ın doğru marka olduğuna ikna etmek için büyük bir tutkuyla çaba sarf etti ve Nike ve Jordanspor dünyasında eşi benzeri görülmemiş bir anlaşmaya imza attı. Anlaşma aynı zamanda Jordan’ın “Air Jordan” adı altında satılan her ayakkabıdan yüzde 25 pay almasını içeriyordu. Bir sporcunun kendi adıyla satılan üründen pay alma fikri, spor endüstrisinin sponsorluk anlaşmalarına yaklaşımını kökten değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz.

 

Sonny Vaccaro, yapılan anlaşmanın üç aydan fazla süren bir çabanın sonucunda gerçekleştiğini belirterek, “Amacım, Jordan’ı bu genç şirkete inanmaya ikna etmek ve daha önce hiç yapmadıkları bir şeyi yapmalarını sağlamaktı. Jordan ailesinin anlaşma yapmayı düşündükleri Adidas ve Converse gibi birkaç spor devi vardı. Nike kesinlikle bunlardan biri değildi ve benim için zorlu bir yolculuk oldu.” diyor.

Jordan ise, “Aslında, Nike ile anlaşma imzalayana kadar Nike marka ayakkabı hiç giymemiştim. Kolejden mezun olurken Adidas ve Converse’e takıntılıydım. Sonra ebeveynlerim beni Nike’ın merkezine gitmeye ve tekliflerini dinlemeye zorladı.” diyor.

Markanızı daha yukarıya taşıyabilecek, yeni bir gelir kanalı yaratabilecek ve en önemlisi sadık müşteriler oluşturarak markanızın daha çok tercih edilebilir hale gelmesini sağlayacak çalışmalar yapabilirsiniz. Yeter ki doğru yerden, doğru adımla başlayın.

 

Bu güzel hikayeyi yeniden karşıma çıkardığın için teşekkür ederim “Pazarlamasyon”

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.